1. Dengeli Beslenme




Yıllarca sağlıklı yaşamanın en önemli adımının dengeli beslenme olduğunu duyduk ve bu uğurda tonlarca bilgiyle donatıldık. Hangi besinlerde hangi içerikler vardır, bunlar hangi hastalıklara iyi gelir, hangi durumlarda hangi besinleri tüketmek gerekir gibi….

Kitaplar dolusu edindiğimiz bütün bu bilgiler, belki de bu kadar çok bilgiyi ne zaman nasıl kullanacağımızı bilmediğimizden, çoğunlukla sadece teorik bilgi olarak kaldı ve biz yine gelişigüzel beslenmeye devam ettik…

Üstelik etrafta çok cazibeli bir sürü sabote edici besin vardı. Oysa dengeli beslenme, sağlıklı olarak tanımlanmış yiyeceklerin belli düzende ve tekrarda vücuda alınması demek değildir!!!

Dengeli beslenme, SENİN vücudunun ihtiyacı olan besini, DOĞRU zamanda ve YETERİ kadar alman demektir. Bu durumda asıl soru şu? Neyi, ne zaman ve ne kadar tüketeceğimi nereden bileceğim?

Çok kolay çünkü vücudun seninle konuşuyor.

Aslında insanlığın var oluşundan beri bu bilgi bizde mevcut, vücudumuz daima bizimle konuştu, eskiden insanlar bu dili anlıyor ve biliyorlardı, şimdi maalesef ki onun dilini anlamaktan uzağız veya sinyallerini ihmal ediyoruz.

Oysa bu dili öğrensek hayat daha kolay olmaz mıydı?

Sağlıklı yaşam kampında öğreneceğimiz birinci bilgi, vücudumuz, hücrelerimiz ve organlarımızın dili. Bizimle nasıl konuşuyorlar ve bize neler söylüyorlar?

✅ Dengeli beslenme ile ilgili videolar, Instagram'da öne çıkan hikayelerde 1 numarada!





Sağlıklı ve uzun bir ömür yaşamak için ve sağlıklı kalmak için duyduğumuz, bildiğimiz, öğrendiğimiz en önemli birinci madde dengeli beslenme! Yıllarca uzmanlar, doktorlar bize bunu söyledi; hangi vitaminler, hangi mineraller, hangi yağlar, hangi aminoasitler... O kadar çok şeyi yazdık, okuduk, öğrendik ki... Hangi hastalığa hangisi iyi gelir? Hangi bitkide neler vardır? bunları iyice öğrendik. Fakat bu süreçte ihmal ettigimiz bir şey var. Bütün bu besin çeşitliği içinde ben hangisini kullanmalıyım? Benim vücudumun ihtiyacı olan hangisidir? Bu vitamin veya minerale ne zaman ihtiyacım var? gibi soruların yanıtını bilmiyoruz.

Aslında modern tıbbın gelişmediği çok eski çağlarda insanlar bunu yapabiliyordu. Hangi besini ne zaman tüketiceğini, hangi yemeğe ne zaman ihtiyacı olduğunu, hangi hastalığın neyi yerse iyileşeceğini biliyordu.  Bunu bir şekilde kendinden anlayabiliyor, okuyabiliyor ve çözümünü bulabiliyordu.  Testler, tahliller, modern tıpın getirdiği çeşitli görüntüleme teknikleri sayesinde, hastalıklarımızı, şikayetlerimizi, eksikliklerimizi, ihtiyacımız olanları bugün kolayca belirliyoruz ancak şu bir gerçek ki, onlar; o testin veya görüntülemenin yapıldığı andaki sonuçları göz önüne seriyor. Oysa yaşam, binlerce, milyonlarca anın birleşimidir. O test anında yapılan şeyler bey bakılan sonuçlar, bir sonraki gün, bir sonraki anda tamamen farklı olabilir. 


Dolayısıyla bizim vücudumuz aslında bütün sinyalleri içeriyor ve bir şekilde bize, neye, ne zaman ve ne kadar ihtiyacı olduğunu durmadan bize söyledi ve söylemeye devam ediyor. Ancak model dünyanın getirdiği bir sürü sorumluluklardan dolayı, biz kendimizden uzaklaştık, vücudumuzu dinlemeyi bıraktık ve dış etkenlere o kadar çok maruz kaldık ki, gerçekte içimizde ihtiyacımız olanın ne olduğunu görmezden gelmeye başladık. Oysa vücudumuzun dilini anlayabilseydik, onun bize sinyallerini günbegün takip edebilseydik, hastalıklara daha az yakalanabilirdik veya daha uzun süre genç kalabilirdik veya vücudumuzdaki deformasyonları daha az maruz kalabilirdik. çünkü işin püf noktası, vücudun ihtiyacı olanı, ihtiyacı olduğu zamanda temin etmek. 

Bu durumda dengeli beslenmenin tanımını tekrar yapalım: dengeli beslenme düzenli aralıklarla her türlü besinin vücuda alınması değil; o vücudun ihtiyacı olan besin değerlerinin, yeteri kadar ve doğru zamanda vücuda alınmasıdır. Işte bunu öğrenmek de tamamen vücudun sinyallerini okumakla  mümkündür. Zor mu? - belki ama mümkün! Cünkü eskiden insanlar zaten bunu yapıyordu.


Yorumlar

Popüler Yayınlar